Matilda'yı Anarken

Yarım kalmış hevesler, memleketi kurtarma hesapları, futbol muhabbetleri ile karışık anason kokuyordu içerisi yine. Pek çoğunda tanıdık yüzlerin oturduğu pembe kadife sandalyelerle çevrili, sarı üstüne beyaz örtülü masaların arasından geçti. Etrafına bakındı. İlk gelen kendisiydi. Duvardaki fotoğraflara daldı bir an. “Sanki hiçbir şey değişmemiş.” diye düşündü. “Her şey o günkü haliyle donmuş kalmış gibi.” Gözünün önünden karanlık kareler geçti, irkildi. “Yok,” dedi. “Şimdi sırası değil.”

Şahide Çömez, ülke sorunlarını, ilişkileri ve bireysel çöküş ve mutlulukları yalın dili ve duyarlı kalemiyle öyküleştiriyor. Öykülerinin kurgusu, kendine özgü dil arayışı ve toplumsal konuları işlerken yarattığı bakış açısı dikkat çekici. Matilda'yı Anarken, iyi bir ilk kitap olarak, edebiyat dünyamıza katılıyor.